Aşağı yukarı bir aydır televizyonlarda XXL buzdolaplarının reklamlarını görüyorum. İlk önce Bosh'un reklamını gördüm. Buzdolabının büyüklüğünü anlatmak için; bir basketbol takımının iri kıyım, uzun boylu oyuncuları ile onlardan birinin zayıf, narin annesini hikayeye dahil etmişler. Basketbolcular buzdolabındaki yiyecekleri bi taraftan boşaltırken bi taraftan yemeye başlıyorlar. Onlar karınlarını doyurup mutfaktan çıkarken masanın üstü boş tabaklarla kaselerle şişelerle dolu. Bunların hepsi buzdolabından mı çıktı? diye düşündürüyor. Anne de "haklı olarak" hem oğlunun başarısıyla gurur duyuyor hem de XXL buzdolabı sayesinde bu kadar kişiyi doyurabilmenin mutluluğunu yaşıyor.
Evet reklam buzdolabının büyüklüğünü güzelce anlatıyor. Reklamı izleyince "her eve lazım" dedirtiyor.
Benzer bir reklam filmi de Siemens'ten geldi. Bahçeden topladığı vişneleri "sepetiyle" birlikte normal bir buzdolabına koymak yürek ister. Pardon XXL buzdolabı ister. (Hoş genelde hanımlar öyle sepetle koymazlar ama) Kocaman vişneli pasta ile slogan gelir: "Siz büyük büyük yaşayın diye Siemens'ten yeni XXL buzdolabı. Hayatınızı saran mükemmel teknoloji Siemens. Gelecek evinizde". Bu reklam da fena değil.
Gelelim son reklamımıza: Profilo
Yani yapmayın lütfen. Neymiş biz aslında karpuzlar, tencereler, sürahiler koyarmışız ama buzdolabının büyüklüğünü anlatmak için "gerçek buzdolabının içine gerçek Ayşe Kadın, gerçek Vezir" koymuşlarmış. Bu kadar uğraşmanıza gerek yoktu ki. Bize "682 litre. Kim istemez ki" deseniz yeterdi. Çünkü tüm kadınların hayalidir büyük, her şeyi içine alacak bir buzdolabı.
Bazen basit düşünmek lazım. Daha iyi olsun diye bu kadar karmaşaya girmemek gerek diye düşünüyorum. Siz ne dersiniz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder