28 Ağustos 2016 Pazar

Hayal Kırıklığım Üst Seviyede

"Marka" bir çoğumuz için önemlidir. Markaların kaliteli ve iyi ürünler sunduğunu düşünür ve onlara güveniriz. Marka tüketicinin zihninde öyle bir yer edinir ki -başına bir olay gelip de güveni zedeleninceye kadar- kimse o düşünceyi değiştiremez. Bir bayan müşteri olarak "markayı ucuza almak" en büyük mutluluklarımdan biridir. Bu bir kıyafet de olabilir, deterjan da.
Çaykur da benim için böyle markalardan biriydi. Yeri sarsılmazdı. Hangi ürününü alırsam alayım sonucun mükemmel olacağını düşünürdüm. Farklı ürünlerin reklamlarından etkilenip onlardan alsam da "tilkinin dönüp dolaşıp geldiği" gibi ben de Çaykur'un çayına geri dönerdim. Bunun sebebi de Çaykur'un reklamları değil hatta Çaykur'un dişe dokunur, hafızamda yer eden bir reklamını bile hatırlamıyorum. Sebep kaliteydi, güvenilirlikti. 

Geçmiş zaman kullanmam hata oldu aslında. Çünkü hala Çaykur'un çayı hakkında aynı şeyi düşünüyorum. Beni hayal kırıklığına uğratan Çaykur'un "Didi" soğuk çay ürününün reklamı. :( 
Şimdi Reklamlar


Ürünü ilk gördüğümde Çaykur gibi bir markanın ürün ismini neden Didi koyduğu hususunda onları  bayağı eleştirmiştim. "İlk reklam. Teyzenin fenomen oluşundan faydalanmak istemişler. Adını da buradan çıkarmışlar. Böyle bir hikaye kurgulamışlar. Çaykur üretiyor. Muhakkak güzeldir. Hem kutusunu da farklı ve güzel yapmışlar. Daha sonraki reklamlar daha güzel olacak." Gibi pek çok fikirle kendimi ikna ederek bu zamana kadar geldim. Ama artık yeter. "Ceza" ile çekilen reklam filmlerini görünce umutlandım. Ancak son reklam bardağı taşıran son damlaydı. Reklamlarının iticiliğinden dolayı ürünü almıyorum. Tekrar söylemek istiyorum. Lütfen artık yeter.            

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder