Annem
ben küçükken reklam karşısında yedirirmiş yemeklerimi. “Reklamları izlerken ne yediğinin nasıl yediğinin farkına bile varmazdın”
diyor. Ben de alışmışım herhalde o yüzden seviyorum reklamları
diyordum. Çocukluktan gelen bir alışkanlık.
Sonra sonra aslında bunun bir alışkanlık
olmadığını reklamlar izlerken çok mutlu olduğumu hatta “bu reklam harikaymış nasıl düşünmüşler,
ne kadar zeki insanlar” dediğimi; ya
da “haftanın en kötü reklamı, bunu kim düşünmüş, hadi
o düşünmüş firma
sahipleri bu reklamı nasıl kabul etmiş”
dediğimin farkına vardım.
Film veya bir program seyrederken reklam
arası verildiğinde eşimin dostumun “kanalı değiştirir misin” dediğinde içimden
“neden” demek geldiğini ama diyemediğimi gördüm.
Sunucuların “kısa bir reklam arasından sonra
sizinleyiz, lütfen bir yere ayrılmayın” dediğini anlamaya çalışır, “insanlar
neden bi yere ayrılsın ki, neden reklamları izlemesin ki, sunucuların hepsi
bunu neden söylüyor ki” diye içimden düşünürdüm. Hem düşünürdüm hem de “galiba
şu anda kanalı değiştirmem gerekiyor çünkü herkes öyle yapıyor” diyordum.
Gerçekte ne olduğunu ise zamanla anladım.
Reklamları izlerken ben mutlu oluyordum ama güzel ve farklı reklamları
izlerken. Bazı reklamların ise gerçekten kötü olduğunu ve o tür reklamlarda ben
de kanalı değiştirdiğimi gördüm.
Zamanla kendime göre “en güzel reklam,
haftanın reklamı, en akılda kalan reklam, en kötü reklam” ve bunun gibi birçok
kategoride reklamları ayırıyordum. Bunları yazmaya karar verdim ki benim gibi
düşünenlerle veya düşünmeyenlerle buluşmak, fikirlerimi ve fikirlerimizi paylaşmak
istedim. Ayrıca reklam sahiplerinin de reklamları hakkında neler düşündüğümüzü
bilmelerini istedim.
İşte başlıyorum ;
Ne zaman izlesem çok duygulandığım bir reklam
var onunla başlamak istiyorum. Hem şarkısının akılda kalıcı olması hem de
hepimizin reklamın düşüncesine katılıyor olması reklamı sevdiriyor ve sonuna
kadar izlettiriyor. Şarkı sözlerini söylersem reklam gözünüzün önüne gelecektir
eminim.
“Küçükken annem mutfağa çağırırdı, Pınar Süt
koyardı içersen büyürdün,
Bardağa süt koydum Pınarla büyüdüm, büyüdüm
büyüdüm Pınarla büyüdüm,
Sokaklar bana dardı Pınarla büyüdüm, bahçeler
bana dardı Pınarla büyüdüm,
Yürüdüm yürüdüm Pınarla büyüdüm, sahalar bana
dardı Pınarla büyüdüm,
Gökyüzü bile dardı Pınarla büyüdüm, büyüdüm
büyüdüm ben de anne oldum,
Annemin gözünde hiç büyümedim, annemin
gözünde ben hep küçüktüm.”
Evet hepimiz kaç yaşında olursak olalım
annemizin bize çocuk gibi davrandığından şikayetçi oluruz ama annemizin dizinin
dibine oturduğumuzda ise saçımızı okşamasını, yaşadığımız her problemde
yanımızda olmasını ve kararlarımızı desteklemesini hatta zor zamanlar
geçirirken annemize sarılıp hıçkıra hıçkıra ağlamak isteriz.
Her ne kadar ben Asiye Teyzenin sütü ile
büyümüş olsamda bence Pınar tam kalbe dokunan hislerimizi ayağa kaldıran bir
reklam yapmış. Farklı yönlerden eleştirenler olsa da ben pınar sütün reklamını
ne zaman izlesem duygulanırım.
Peki bu reklam benim Pınar Süt almamı sağladı
mı? Reklamların amacı ürünü aldırmak olduğuna göre. Evet. Eğer BİM’de değilsem
ve süt fiyatları çok farklı değilse, reklam amacına ulaşıyor ve Pınar Sütü
tercih ediyorum. ☺
Başarılar dilerim.
YanıtlaSilBaşarılar dilerim.
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Yorumlarınızın devamını bekliyorum.
YanıtlaSil