31 Aralık 2016 Cumartesi

Bugün Reklam Yok!!!

Bir yıl. Bir yıl daha. Ve bir yıl daha derken ömrümüz geçip gidiyor. Farkına vardım mı geçen yılların? Bir kısmına evet, bir kısmına hayır. Bazı anlar var ki saniyesi saniyesine hatırlıyorum, bazı anlar da var ki ben mi yaşamışım hiç bilmiyorum. Sanki anlatacak çok şey var ama susmak daha çok şey anlatıyor.

Çok güzel günler de geçirdim sevdiklerimle. Çok acılar da yaşadım herkes gibi. İyi ki yapmışım dediğim çok şey oldu. Keşke yapmasaydım dediğim de. Keşke dediklerim bende kalsın. İyi ki bu bloğu açmışım.

Okumayı ve yazmayı çok seven biri olarak "yazmak, düşüncelerimi söylemek" çok iyi geliyor bana. 2017'de de hoşuma giden reklamları, nefret ettiğim reklamları ve yorum bile yapmak istemediğim kadar kötü olan reklamları yazmaya devam edeceğim.

Reklam izlemeyi de seviyorum, yazı yazmayı da. 

Eski yazılarımı gözden geçiriyorum zaman zaman. Mutlu oluyorum. Güzellikleriyle, hatalarıyla benim yazılarım diyorum. Benim yazdıklarım...

Bugün reklam yok evet. Ben de reklam arasına düz yazı aldım. 
Hep reklam arası olacak değil ya. Bu da düz yazı arası. :)

Bir yıl daha geçti. Eğrisiyle doğrusuyla koskoca bir yıl.

Yeni yılda Allah hepimize mutluluk, huzur, sağlık ve sevdiklerimizle birlikte olmayı nasip etsin inşallah.
Amin


20 Aralık 2016 Salı

Yeni Yıl Yeni Yıl Yeni Yıl Yeni Yıl Herkese Mutlu Olsun

2016 bitiyor. Bazılarımız bu yılın güzel, mutlu ve şanslı olduğunu düşünürken, bazılarımız kötü, şanssız ve bahtsız bir yıl geçirdiğini düşünmekteler. Benim için mi? Zor bir yıl olduğunu söyleyebilirim ama sağlığım için ve daha güzel günlere uyanabildiğim için Rabbime müteşekkirim.

25 Kasım 2016 Cuma

Otomobilden Daha Fazlası :))

Reklam yapanların amacının "tüketicilere yeni bir ürünü duyurmak veya var olan bir ürünün yeni bir özelliğini anlatmak" olduğunu ve böylelikle "ürüne karşı farkındalık oluşturarak satış yapıp kar elde etmek" olduğunu hepimiz biliyoruz.

Biraz önce öyle bir reklam gördüm ki; "aslında yıllardır bildiğim, gördüğüm ve etrafımdakiler tarafından kullanılan bu araç" hiç bu kadar dikkatimi çekmemişti. 

İşte reklamın gücü böyle bir şey! 

18 Kasım 2016 Cuma

H&M Dikkatleri Üzerine Çekti

Uzun zamandır reklamlarda dikkatimi çeken bir konu var. Mutlaka siz de farketmişsinizdir. Reklamların çoğunda ya ünlüler rol alıyor ya çocuklar. Ünlüler konusuna sonra değinmek istiyorum. 

Çocukları reklamlarda görmek beni mutlu ediyor. Gülümsetiyor. Bebek bezi reklamlarında, çocuk şampuanı reklamlarında veya mama reklamlarında çocukları veya bebekleri görünce;  "Maşallah diyorum, ne güzel rol yapmış" veya "ayyy ne kadar tatlıııı". Hepimizin verdiği bilindik tepkilerden veriyorum. Ancak çocukların veya bebeklerin oynadığı her reklam da bloğuma yazacak kadar "aman ne güzel bir reklam" dedirtmiyor.  Bu olayın bir tarafı.

Diğer tarafı da; peynir reklamında, deterjan reklamında, tuvalet kağıdı reklamında veya kredi kartı reklamında çocukları görünce "bu kadar da olmamalı" diye düşünüyorum. "Ne ilgisi var çocuklarla bu ürünlerin". Reklama dikkat çekmek, ürün farkındalığını sağlamak ve ürünün satışını artırmak için bebeklerin veya çocukların hiç alakalarının olmadığı ürün reklamlarında oynatılması bana pek etik gelmiyor doğrusu.

Öyle bir reklam gördüm ki geçtiğimiz günlerde "bu reklam başka türlü olmazdı zaten" dedirten güzellikte. Bayıldım. H&M'in çocuklar için hazırladığı 2016 sonbahar kreasyonu.

Şimdi Reklamlar

Montlar, pantolonlar, ayakkabılar, etekler, şapkalar... Reklamda çocuklar için hazırlanan rengarenk ürünlerin hepsi kullanılmış. Müzik ve dans eşliğinde verilince reklam "tadından yenmez" olmuş.
H&M'de görüşürüzzzzzz :)

11 Kasım 2016 Cuma

Bu Reklam Kalbime Dokundu!

Önce şarkıyı duydum.
  
Bildiğimiz bir şarkıydı. İbrahim Tatlıses'in "Haydi Söyle" şarkısı ama başka bir ses, çok farklı bir yorum. Sonra araştırınca şarkıyı Kalben Sağdıç isimli bir müzisyenin söylediğini gördüm. 

Dikkat kesildim ve reklamı izlemeye başladım. O kadar duygulandım ki, reklam görüntüleriyle şarkı o kadar güzel eşleştirilmiş ki. Bir kere daha izledim. Ve bir kere daha. Gözyaşlarımı tutamadım.

Reklam filmi hepimizin hayatından farklı kareleri yansıtıyor. Önce doğmamış bir bebeğin kalp atışları. Tüm annelerin ve babaların duymak için sabırla beklediği o ses. O an "işte o an" tarif edilemez bir mutluluk. Belki de hayatları bir anlam kazanmaya başlıyor o anda. 

Başka bir ailede; gözünden bile sakındığın kızından kötü bir haber alıyorsun. Ona ulaşıncaya kadar aklından "onun yaşadığı ve yaşayabileceği tüm kötü senaryolar" geçiyor.

Sonra başka bir ailede; eşinle ilgili kötü haberi alıyorsun. Hayat arkadaşın "ne onunla ne da onsuz yapamadığın :)" eşin hastalanıyor. Şok oluyorsun, ağlıyorsun, ne yapacağını bilmiyorsun, dua ediyorsun. Sadece "dimdik ayakta onun yanında olman gerektiğini" biliyorsun. Onun iyileşeceğini ve birlikte yeniden güzel günler geçireceğinizi umut ederek başlıyorsun her güne. 

2 Kasım 2016 Çarşamba

QNB Finansbank Olduk

Finansbank 1987 yılında kurulmuş ve 2006 yılında ise Yunanistan'ın Ulusal Bankası, National Bank of Greece (NBG) tarafından satın alınmıştı. 2015 yılı Aralık ayında da Katar Ulusal Bankası Finansbank hisselerinin %99.81'ini satın alarak Türkiye bankacılık sektörüne giriş yaptı.

Qatar National Bank üç kıtada 30 ülkede faaliyetlerine devam ediyor. Global Finance dergisinin 2016 yılı "dünyanın en güvenli bankaları" sıralamasına göre de ilk 50 banka arasında yer alıyor.

Satış ve devir işlemlerinin tamamlanmasıyla; 20 Ekim 2016 itibariyle bankanın ismi ve logosu yenilendi. Finansbank artık "QNB Finansbank" oldu. Tabii bunu duyurmak için reklam şarttı. 

Şimdi Reklamlar
Finansçı hanımı Selma Ergeç'in, apartman görevlisini Mert Turak'ın, apartman yöneticisini Tarık Ünlüoğlu'nun canlandırdığı reklam, müziğiyle, sloganıyla "QNB Finansbank olduk, gücümüze güç kattık!" akıllarda kalıcı bir reklam filmi olmuş.

Ancak şu soruyu sormadan da geçemiyorum. "Finansçı hanım olmasaydı o tabelayı oraya nasıl yerleştireceklerdi?"     


28 Ekim 2016 Cuma

Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun "Yaşasın Cumhuriyet"


Her şey pamuk ipliğine bağlı olsa bile, bilgin ve azmin varsa seni diğerlerinden güçlü kılan, hedefin varsa önünde ardındakilere ışık tutan, güven vermek varsa cesaretinle 90 yılı aşkın geçmişinde, birlik olmak varsa tek bayrak altında sımsıkı vatanın her köşesinde, işte o zaman CUMHURİYET var. Cumhuriyet varsa Türkiye var! 

Teşekkürler Sabancı Holding 



17 Ekim 2016 Pazartesi

Yıllar Önce "Jean"i Çıkarttılar! Şimdi "Jean" Çıkarttılar!

7 yıl kadar önce Defacto'nun DeChino pantolonları için yaptığı reklamı hatırlar mısınız bilmiyorum. Kot pantolonların içinde rahatsız olan, sıkılan kişiler rahatsızlıklarının sebebini "bütün ciinlerim üstümde" cevabıyla açıklıyorlardı. Defacto'da "sizi ciin çarpmış, buyrun jean çıkarma kabinine" diyor ve rahatsız olarak kabine giren kişi "jean"i çıkartıp DeChino pantolonunu giyerek mutlu, huzurlu ve rahatlamış olarak çıkıyordu. 



10 Ekim 2016 Pazartesi

NTV'nin Ters Reklam Jeneriği "Sebep"

Haber izlerken bir anda yazılar ters akmaya başlıyor. Reklam yazısı ters yazıyor. İnsanlar televizyona bakıyor. Ben onlara bakıyorum. Ters akan haber yazılarını okumaya çalışıyorum. Sinir oluyorum. Aylardır NTV'de reklam jeneriğinin tersliğine bir anlam veremiyorum. 

3 Ekim 2016 Pazartesi

"Halk İster Halkbank Yapar HALKBANK"

Genelde banka reklamlarını izlemek çok zevkli gelmez bana. Hep aynı şeyleri söyler dururlar. "Hesap açın hoş geldin faizi verelim, ihtiyaç kredisi verelim, kiradan kurtulun ev kredisi verelim, bayramda harcamalar çok olur bayram kredisi verelim, verelim de verelim". Ancak Halkbank'ın reklamı rahmetli Barış Manço'nun Hal Hal şarkısıyla ve Şahan Gökbakar'ın canlandırdığı birbirinden farklı karakterleriyle çok eğlenceli bir reklam haline gelmiş. Aslında Halkbank'ta aynı şeyi söylüyor: Küçük esnaftan büyük şirketlere, girişimciden kurumsala, farklı ihtiyaçları olan tüm tüketicilere sağladığı kredi desteğini vurguluyor. Ve bunu eğlenceli bir şekilde yapıyor. 
Şimdi Reklamlar:
Reklam çok güzel olmuş yalnız dikkatimi bişey çekti. Ali Bey'den Fatma Teyze'ye, girişimci Zeynep Hanım'dan yeni doğan Mertcan'a kadar adı geçen herkesi Şahan Gökbakar canlandırırken okula giden Alican'ı farklı bir çocuk canlandırıyor. Keşke onu da Şahan Gökbakar canlandırabilseydi. 
Sloganları da "Halk ister Halkbank yapar Halkbank" akılda tam kalıcı ve net. 
Tebrikler... 
  

26 Eylül 2016 Pazartesi

Sessizlik Ancak Bu Kadar Güzel Anlatılabilirdi

Günlük hayatımızda o kadar fazla gürültüye maruz kalıyoruz ki; "yoldan geçen araçların gürültüsü, kalabalığın gürültüsü, saatten gelen tık tık gürültüsü". Hepimiz zaman zaman "biraz sessizlik istiyorum, biraz sessizlik" diyoruz. Çok şey mi istiyoruz
Teknoloji geliştikçe etrafımızdaki gürültüler artıyor, gürültü arttıkça da gelişen teknoloji ile bunu azaltmaya çalışıyoruz.

19 Eylül 2016 Pazartesi

21. Yüzyıla Yakışan Reklamlar

Hiç unutmuyorum: 2000 yılına sayılı günler kala; televizyonlarda, gazetelerde ve hepimizin dilinde "milenyuma giriyoruz, çok acayip şeyler olacak, teknoloji çok gelişecek, bilgisayarlar küçülecek cebe sığacak, cep telefonları da seninle konuşacak" gibi bir çok konuda haberler ve söylentiler dolaşıyordu. Artık ne kadar konuşulduysa -ben kendimi ne gibi şeylere hazırlamışsam- 2000 yılının Ocak ayında "hani her şey değişecekti, hiçbir şey olmadı, her şey aynı devam ediyor" demiştim. :)
O zamandan bu zamana çok şey değişti. Evet evimizde henüz bize hizmet eden robotlar yok. Ancak teknoloji çok gelişti. İletişimde, sağlık alanında, hayatımızın her alanında teknolojiyi kullanır olduk.

11 Eylül 2016 Pazar

Mutlu Bayramlaarrr

Sağlıklı, mutlu ve huzurlu bayramlar diliyorum. Sevdiklerimizle birlikte nice bayramlar kutlayalım inşallah. 
Mutluluk hep bizimle olsun...

28 Ağustos 2016 Pazar

Hayal Kırıklığım Üst Seviyede

"Marka" bir çoğumuz için önemlidir. Markaların kaliteli ve iyi ürünler sunduğunu düşünür ve onlara güveniriz. Marka tüketicinin zihninde öyle bir yer edinir ki -başına bir olay gelip de güveni zedeleninceye kadar- kimse o düşünceyi değiştiremez. Bir bayan müşteri olarak "markayı ucuza almak" en büyük mutluluklarımdan biridir. Bu bir kıyafet de olabilir, deterjan da.
Çaykur da benim için böyle markalardan biriydi. Yeri sarsılmazdı. Hangi ürününü alırsam alayım sonucun mükemmel olacağını düşünürdüm. Farklı ürünlerin reklamlarından etkilenip onlardan alsam da "tilkinin dönüp dolaşıp geldiği" gibi ben de Çaykur'un çayına geri dönerdim. Bunun sebebi de Çaykur'un reklamları değil hatta Çaykur'un dişe dokunur, hafızamda yer eden bir reklamını bile hatırlamıyorum. Sebep kaliteydi, güvenilirlikti. 

19 Ağustos 2016 Cuma

Çek Yükle Mesaj At

Yurt dışında yaşamış olan kişilerden hep duyardım: "Orada insanlar kullanılmış eşyalarını, çocuklarının oyuncaklarını veya kitaplarını evlerinin önünde satışa çıkarıyorlar ve para kazanıyorlar" diye. Şaşar kalırdım. Nasıl olacak ki? Ben kullanıp sıkıldığım bir eşyamı evimin önüne satmak için çıkaracağım (ki yapamam utanırım muhtemelen) ve onu birisi alacak (o da kullanılmış eşyayı almaya utanmazsa). Kültür meselesi. Biz bu tür bir alışverişi, ne annemizin ne babamızın yaptığını görmediğimiz için alışkın değiliz. Bu yüzden biz de yapamayız gibi geliyor bana. En azından ben yapamam. İşte ben ve benim gibi düşünenler için harika bi uygulama olduğunu düşünüyorum Letgo'nun.

10 Ağustos 2016 Çarşamba

Derin Bir Ohhh Çektiğinde :)

Öyle anlar olur ki insan hayatında; heyecandan can çekiştiği, neredeyse ağlamaklı olduğu veya terlemekten sırılsıklam olduğu. Bir an önce geçse ve rezil olmadan atlatsam dediği. İşte böyle anları bir reklam filminde görünce; "evet benim de başıma böyle bişey gelmişti" veya "aynı ben" dedim. (Arabayı park ederken genelde yaşadığım bir durum.) Reklamın sonunu merakla beklemeye başladım. "Bu ne reklamı ki acaba"dedim. Reklam ilerledikçe reklama bayıldım. Dış sesin olayı anlatması, karakterin anlatılan olayın yüz ifadelerini mükemmel vermesi, alt fondan gelen uyumlu müzik ve dediğim gibi aşağı yukarı benzer olayların başımıza gelmesi reklamı sonuna kadar merakla izlettiriyor ve "çok güzel bir reklam olmuş" dedirtiyor.

3 Ağustos 2016 Çarşamba

Tatile mi Gidiyoruzzz?

İş amaçlı veya tatil amaçlı yurt içi veya yurt dışı bir seyahate çıkacağımız zaman eğer her zaman gittiğimiz bir yer değilse; hepimiz aşağı yukarı aynı şeyi yaşıyoruz. İnternet arama motorlarından gideceğimiz şehri ve oteller yazıp başlıyoruz araştırmaya. Fiyatlarına bak. Odaların fotoğraflarına bak. Yorumlara bak. Konumuna bak. Bak ta bak. Tabii bunları üç beş farklı internet sayfası üzerinden yapıyoruz.  Bir kaç oteli beğeniyoruz. Sonra onları da aralarında karşılaştırıyoruz ta ki ideal oteli buluncaya kadar. 

25 Temmuz 2016 Pazartesi

Vakıf Üniversiteleri Atağa Geçti

Üniversite sınavı sonuçları 18 Temmuz’da açıklandı. Üniversiteye girme hayaliyle bir yıl boyunca ders çalışan öğrencileri ve onların ailelerini aldı bir telaş. Puana göre hangi üniversitenin hangi bölümü oluyor? Üniversite mi daha önemli yoksa bölüm mü? Çocuğun isteği mi daha önde olmalı yoksa anne babanın isteği mi? Bu ve bunun gibi pek çok soruya cevap aranırken tercih tarihlerinde de bir erteleme oldu ve Yüksek Öğretim Kurum’u tercihlerin 29 Temmuz-3 Ağustos tarihleri arasında yapılacağını bildirdi. Öğrencileri kendi üniversitesine çekmek isteyen özel üniversitelerde tanıtım filmlerini televizyonlarda, sosyal medyada ve afişlerde yayınlayarak tercih yapacak öğrencilerin ve ailelerin dikkatlerini çekmeye çalışıyorlar. Bir kaç örneği izleyelim:

18 Temmuz 2016 Pazartesi

Hakkıdır Hakka Tapan Milletimin İstiklal

15 Temmuz 2016 gecesi; ülkemiz, milletimiz, demokrasimiz ve tarihimiz açısından çok vahim bir olay yaşanmıştır. Daha önce ailemden duyduğum ancak ilk kez yaşadığım bu “darbe” girişimini kınıyorum ve yapanları lanetliyorum. Allah bi daha yaşatmasın.

8 Temmuz 2016 Cuma

XXL Buzdolabı Yapmışlar Ama...

Aşağı yukarı bir aydır televizyonlarda XXL buzdolaplarının reklamlarını görüyorum. İlk önce Bosh'un reklamını gördüm. Buzdolabının büyüklüğünü anlatmak için; bir basketbol takımının iri kıyım, uzun boylu oyuncuları ile onlardan birinin zayıf, narin annesini hikayeye dahil etmişler. Basketbolcular buzdolabındaki yiyecekleri bi taraftan boşaltırken bi taraftan yemeye başlıyorlar. Onlar karınlarını doyurup mutfaktan çıkarken masanın üstü boş tabaklarla kaselerle şişelerle dolu. Bunların hepsi buzdolabından mı çıktı? diye düşündürüyor. Anne de "haklı olarak" hem oğlunun başarısıyla gurur duyuyor hem de XXL buzdolabı sayesinde bu kadar kişiyi doyurabilmenin mutluluğunu yaşıyor

27 Haziran 2016 Pazartesi

Sevdiklerimizle Nice Bayramlara

Ramazan ayı geldi geliyordu, havalar uzundu sıcaktı, sahurdu iftardı, onuydu on beşiydi, çoğu gitti azı kaldı derken işte son haftaya geldik. Zorlandık mı? Zorlanmadık dersek yalan olur. Neredeyse oruç tutan herkes aşağı yukarı aynı şeyleri söylüyor.
- Günlerin uzun olması değilde havaların sıcak olması beni zorladı.
- Yaaa açlık değil de susuzluk beni mahvetti.
- Çayı getir ablacım çayı.
- Off bugün çok yemişim, yerimden kalkamıyorum.
- En az 5 yıl daha böyle uzun ve sıcak günlere denk gelecek Ramazan... gibi artık klişeleşmiş bi dolu cümle. 
Her Ramazan'ın bitmesi gibi bu Ramazan'da bitiyor. Tıpkı Ramazan'ın başında olduğu gibi içimizi yeniden bi huzur, bi heyecan bi mutluluk kaplıyor. Çünkü bayram geliyor. Artık son hafta. Evin temizlenmesi, bayram kıyafetlerinin alınması, misafirler için ikramların hazırlanması gerekiyor. Çünkü bayram geliyor. (Şiir gibi oldu:))
   Peki, sadece biz mi hazırlanıyoruz? Şimdiden birçok şirket bayram hazırlığını yapmış da reklamını yayınlatmaya başlamış bile. Benim dikkatimi çekenler arasında;

19 Haziran 2016 Pazar

Euro 2016

Hayır, hayır başlığıma bakıp ta reklam harici bir şey yazdığımı zannetmeyin. Zira futboldan hiç anlamam. Şöyle söyleyeyim ki; hangi takımı tutuyorsun diye sorsanız cevabım hazır: Fenerbahçe derim. Peki, takımının futbolcularından hangisini biliyorsun diye sorsanız: “Ben ilkokuldayken Fenerbahçe’li kaleci SCHUMACHER vardı” derim. İnanın durum bu. Bu kadar ilgim yok yani futbola. 
O zaman bu başlık neden?
Yaklaşık bir haftadır Ramazanlık Reklamların yanı sıra bir de Fransa’da düzenlenen Euro 2016 Şampiyonası’na katılacak olan Milli Takımımızı destekleyen reklamlar yer almaya başladı televizyonlarda. Birliğimizi ve beraberliğimizi, bayrağımızın rengini, Türk Halkının tek yürek olduğunu gösteren reklamlarTam da bu birliğe ve beraberliğe hepimizin ihtiyacı vardı. O kadar güzel ve destekleyici reklamlardı ki çok duygulandım. Her gördüğümde içimde farklı bir his oluştu. Yeri gelmişken hadi izleyelim.

13 Haziran 2016 Pazartesi

Ahhh Nerde O Eski Ramazanlar :)

Günler geçtikçe Ramazanlık Reklamların sayısı oldukça arttı. Bir taraftan marketler ve bankalarramazan kampanyaları Ramazan ayı bitmeden anlatmaya çalışırken, bir taraftan iftarda ve sahurda soframızalezzetkatacak ürünler reklamlarını artırmaya başladılar.

Ancak bu yıl Ramazan ayı reklamlarında “eski ramazanlar” temasının üzerinde özellikle durulduğunu fark ettim. Ya "Uludağ Limonata"nın yaptığı gibi duygusallaştırılarak kullanılmış veya "Lipton Ice Tea"nin yaptığı gibi bir espri ile. Şöyle ki;

5 Haziran 2016 Pazar

Ramazanlık Reklamlar

Bugün ilk orucumuzu tutuyoruz inşallah. Ramazan ayı yaklaştıkça, içimizde başka bir heves, başka bir telaş, başka bir korku… Uzun günler, hava sıcak ama vazifeyi hakkıyla yerine getirebilmek için heyecanlı bir gayret…

Peki, son günlerde reklam dünyasından ne haber? Geçen hafta reklamlar normal akışındaydı. Tatil reklamları, tur reklamları, içecek reklamları, dondurma reklamları, banka reklamları, akıllı telefon reklamları vb. Üç gün önce akış değişmeye başladı. Yavaş yavaş Ramazanlık reklamlar dönmeye başladı televizyonlarda. Dün ise dikkat ettim reklamların üçte ikisi iftarda yiyeceğimiz içeceğimiz şeylerle alakalıydı. Ürün aynı ürün ama reklam replikleri bi anda değişiyor. “İftara bizim çorbamızla başlanır”, “iftarda yemeğinizin yanında bu içecek içilir”,”iftar sonrasında bizim tatlımız yenir” gibi sözleri duymaya başlıyoruz. 

19 Mayıs 2016 Perşembe

İki Reklam Arasındaki 7 Farkı Bulabilir misiniz?

Böyle esprili bir başlık atmak istedim. Eskiden “iki resim arasındaki 7 veya 9 farkı bulun” tarzı bulmacaları çok severdim. Hepsini de bulurdum. :) Sonra sonra bu “benzer ürünlerin reklamını yapan farklı firmaların reklamları” arasındaki farklara yönelmeme sebep oldu. Mesela; ikisi de çikolata veya ikisi de deterjan reklamı ama beni biri ürüne yönlendiriyorDiğer reklam beni hiç etkilemiyor veya ürünü alacak kadar hafızamda yer edinmiyor. Reklamların en önemli amaçlarından biri müşterileri etkilemek ve müşteriyi reklamı yapılan ürünü denemeye teşvik etmek olduğuna göre, şirketlerin ve reklam ajanslarının reklam yaparken daha fazla düşünmeleri gerekmez mi? Yapılan onca hazırlığa, ayrılan zamana, emeğe ve paraya yazık değil mi? Şu iki reklamı izleyince ne demek istediğimi daha net anlatmış olacağım.
Şimdi Reklamlar!

11 Mayıs 2016 Çarşamba

ETS Tur “Keşke Tatil Olsa”

Havalar ısınmaya başladı. Güneş ne zaman yüzünü gösterecek, bu soğuklar ne zaman bitecek derken işte Mayıs ayındayız. Ne kaldı ki yaza. Eminim hepimiz yaz aylarının planlarını yavaş yavaş yapmaya başladık.
“Okullar kapansın önce bi memlekete gidelim annemizin babamızın elini öpelim sonra doğru denize. Bu sene Antalya’ya mı gitsek, yok yok bu sene farklı biyere gidelim, okul açılmadan da bi Marmaris yapalım diyorum, ne dersin?”
Bizim bu düşüncelerimizi hayata geçirmeyi amaçlayan tur şirketleri de müşteriyi kapmak için erkenden başlıyor reklam vermeye. Bizi arayın sizi dilediğiniz yere sorunsuzca götürelim veya gelin konuşalım, yurt içi ve yurt dışı rezervasyonlarınızı şimdiden yapalım siz kazanın”.

4 Mayıs 2016 Çarşamba

Bir Reklam Hayal Ediyorum

8 Mayıs anneler günü. Hepimiz anneler gününün Mayıs ayının ikinci Pazar’ı olduğunu biliriz ama geçmişte “anneler günü bu Pazar mı, bu Pazar Mayıs’ın ikinci Pazarı mı, yok yok ikinci Pazar haftaya” gibi J diyaloglar geçerdi aramızda. Şimdi öylemi??? Anneler günü gelmeden on gün önce reklamlar başlıyor. “Annenize bunu alabilirsiniz hem de annenize özel bir fiyata”, “hayır hayır annenize şunu alın” veya “anneler günü için özel indirim yaptık. Annenize de alın, kendinize de alın”. “Bakın bu indirimi bi daha bulamazsınız annenizin ihtiyacı olsa da alın olmasa da alın”.

28 Nisan 2016 Perşembe

Şarkılı Türkülü Reklamlar

Gün içinde bazen bi bakıyorum kafamın içinde bir şarkı dönüyor da dönüyor. Durdurmaya çalışıyorum, sinir oluyorum ama nafile. Tıpkı bozuk bir plak gibi tekrar tekrar söylüyorum şarkıyı içimden. Bu bazen duyduğum bir pop şarkısı bazen de televizyonda izlediğim son reklamdan kalan reklam şarkısı.

Reklamı yapılacak olan ürünü anlatmak ve ürünün satın alınmasını sağlamak için reklam senaryoları oluşturuluyor. Senaryolarda mesaj verilirken; reklamın daha akılda kalıcı olmasını sağlamak, müşterilerle duygusal bir bağ kurmak, dikkat çekmek ve izleyicilerin reklamdan keyif alıp kanalı değiştirmesini engellemek için: reklam mesajına ya müzik ekleniyor veya mesaj şarkı olarak ortaya konuyor. Müzikli tekerlemelerin ve şarkıların kullanılmasıyla biz ürünleri veya markaları zaman içinde bu melodiyle birleştiriyoruz ve belli bi zaman sonra melodiyi duyduğumuzda direkt ürünü hatırlıyoruz.

20 Nisan 2016 Çarşamba

İnterpress’in Yeni Reklamı Bence Olmuş ☺

Ben İnterpress reklamlarını daha çok haber kanallarında görüyorum. İnterpress; televizyon, radyo, basın, sosyal medya ve internetteki haber ve reklamları izleyerek bunlar üzerinden yaptığı analizleri müşterilerine sunarak hizmet veriyor. Müşterilerini de medyada çokça yer aldıkları için genellikle işadamları, siyasetçiler ve ünlüler oluşturuyor.

İnterpress ’in reklamını ilk gördüğümde hiç beğenmedim. Dilerseniz önce reklamları izleyelim.

15 Nisan 2016 Cuma

Yapı Kredi Bankasının En İyi Reklamı Sizce Hangisi???

Bankalar hayatımızı kolaşlaştıran pekçok işlevi bünyesinde bulundurdukları için bunları tanıtmak, müşterilerini haberdar etmek ve yeni müşteriler kazanabilmek için fazlasıyla reklam yapmaktadırlar. Son yıllarda özellikle “ev kredisi, araba kredisi, ihtiyaç kredisi hatta tatil kredisi” veya “kredi kartı, avantajları, bonusları ve taksit imkânları” üzerine reklamları daha çok görür olduk. Yapı Kredi Bankası reklamları diyince eminim hepimizin aklına pek çok reklam geliyordur. Benim de, hafızamı yokladığımda, “dık dık dık eyi gunler, pardon burası yapı kredi değil mi gibi eski reklamlar aklıma geliyor. Hatta o ara herkesin ağzına pelesenk olmuştu ve ilk başlarda gülümseten reklam sonra sonra insanları sinir etmeye başlamıştı. “Tık dık dık eyi gunler, dık dık dık eyi gunler” yakışan yakışmayan, yapan yapamayan ben de dâhil herkes en az bir kez bu esprili cümleyi kullanmıştı.

12 Nisan 2016 Salı

Parodontax Reklamına Ne Dersiniz?

Biliyorum reklamların fonksiyonlarından birisi de “bilgilendirme”dir. Eğer bir marka yeni bir ürün çıkarmışsa veya varolan ürüne yeni bir özellik katmışsa bunu tüketicilere duyurması, tüketicilere ürün hakkında bilgi vermesi gerekmektedir. Reklam da işte tam bu işe yaramaktadır. Ürünün reklamı yapılararak; en etkili yolla ve en kısa yolla tüketiciler direkt bilgilendirilir. Tabiki tüketicinin o reklamı sonuna kadar, kanalı değiştirmeden, dikkatle izlemesi içinde; reklam yapanların etkili bir giriş yapmaları gerekmektedir. Buraya kadar herşey tamamdı. Ta ki parodontax reklamlarını izleyinceye kadar.

8 Nisan 2016 Cuma

Reklam İzlemeyi Seviyorum Ama…


Annem ben küçükken reklam karşısında yedirirmiş yemeklerimi. “Reklamları izlerken ne yediğinin nasıl yediğinin farkına bile varmazdın” diyor. Ben de alışşım herhalde o yüzden seviyorum reklamları diyordum. Çocukluktan gelen bir alışkanlık. Sonra sonra aslında bunun bir alışkanlık olmadığını reklamlar izlerken çok mutlu olduğumu hatta “bu reklam harikaymış nasıl düşünmüşler, ne kadar zeki insanlar” dediğimi; ya da “haftanın en kötü reklamı, bunu kim düşünmüş, hadi o düşünmüş firma sahipleri bu reklamı nasıl kabul etmiş”  dediğimin farkına vardım.